Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir vasıtadır. Duygu, düşünce ve isteklerin karşı tarafa aktarılmasında kullanılır.
İnsanlar, kelimeler ve işaretlerle birbirleriyle anlaşırlar. Dil, insanları diğer canlılardan ayıran en temel varlıktır. İnsanlar dil vasıtasıyla anlaşırlar. Yani dil insana özgüdür.
Dil, aynı zamanda bir sistemdir. Karmaşık bir yapıya sahiptir. Dil üzerine geçmişten günümüze birçok araştırma yapılmaktadır.
Türk Dilinin Kökenleri
Türk Dili, Moğolistan ve Çin içlerinden Orta Avrupa, Sibirya, Hindistan, Kuzey Afrika‘yı da içine alan geniş bir coğrafyaya etki etmiştir. Bu açıdan Türk Dilini incelemek, Türk Dilinin kökenini ortaya koymak oldukça zorlaşmaktadır.
Geçmişten günümüze binlerce eser ve anıt bırakan Türk Dili günümüzde de aktif olarak kullanılan diller arasında yerini almıştır.
Türk dilinin kökenleri yıllarca araştırma konusu olmuştur. Günümüzde de bu araştırmalar devam etmektedir. Bu araştırmalar sonunda Türk dilinin kökenleri sınıflandırılarak dönemlere ayrılmıştır.
Türk Dilinin dönemleri üçe ayrılır: Eski Türkçe Dönemi (7-13), Orta Türkçe Dönemi (13-20), Yeni Türkçe Dönemi (20 ve sonrası) olarak tasnif edilmiştir.
- Eski Türkçe Dönemi;
- Göktürk (Köktürk), Uygur, Karahanlı dönemlerini kapsar.
- Orta Türkçe Dönemi;
- Kıpçak, Harezm, Çağatay dönemlerini kapsar.
- Yeni Türkçe Dönemi;
- Özbek, Kazak, Kırgız… lehçelerini kapsar.
Türk Dilinin kökenleri; 7. yy’a dayanmaktadır. Türk dilini incelediğimizde ilk eserler 7. yy’da verilmiştir.
Bu eser Göktürk (Köktürk) dönemine aittir. Türkçe’nin ilk yazılı belgesi Çoyren yazıtıdır. Göktürk Dönemi yazıtları arasında yer almaktadır.
Türk Dilinin kökenleri araştırmalarındaki bir sonraki dönem ise Uygur Dönemi’dir. Türk Dili’nin ilk örnekleri Göktürk Dönemi’nde verilmiş olsa da Uygur Dönemi’nde de önemli yazıtlar yer almaktadır.
Uygurlar Dönemi’nde Türkler yerleşik hayata geçmiştir. Aynı zamanda din de değiştirmişlerdir. Maniheizm dinini benimsedikleri için eserlerde de bu etki hissedilmiştir.
Türkler, geniş coğrafyalarda bulunmuş, bulunduğu coğrafyanın kültüründen, dilinden, dininden hem etkilenmiş hem de etkilemiştir.
Ayrıca türkler, bir çok alfabe değiştirmiştir.
- Türk Dili’nin ilk alfabesi Göktürk alfabesi‘dir. 38 harften oluşur. 4 ünlüsü, 34 tane de ünsüzü vardır.
- Bu alfabede noktalama işareti yoktur. Sadece sözcük araları boşluk yerine iki nokta ile ayrılmıştır.
- Türkler daha sonraki dönemlerde Uygur alfabesi‘ni kullanmıştır.
- Uygur alfabesi 18 harften oluşmaktadır. Soğd alfabesi’nin geliştirilmiş halidir.
- Türkler Karahanlı Dönemi’nde İslamiyet’i kabul etmişlerdir. İslamiyet’in kabulüyle birlikte Arap alfabesi kullanılmaya başlanmıştır.
- Bu dönemde verilen eserlerde Arapça ve Farsça etkisi görülmektedir.
- Daha sonra harf inkılabı ile Latin alfabesi yürürlüğe girmiştir.
- Günümüzde halen Latin alfabesi kullanılmaya devam edilmektedir.
Türk Dili dünya dilleri arasında önemli bir yere sahiptir. Sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde konuşanı mevcuttur. Dünya dilleri arasında en zengin dillerden biri olarak anılmaktadır.
Dünya tarihinin büyük bir kısmını Türk dili tarihi oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze kültürüyle, zenginliğiyle tüm dünyada etki oluşturmuş diller arasında yer alır.
Günümüzde de türk dilinin zenginliği hala araştırmacılar tarafından incelenmektedir.
Türk Dili Hangi Coğrafyalarda Kullanılır?
Türk Dili, günümüzde Türkistan, Azerbaycan, Anadolu, Avrasya, Balkanlar bozkırlarında kullanılan bir dildir. Türk dilinin kökenleri incelendiğinde Altay Dilleri Teorisi‘ nin içerisinde yer almaktadır.
Bu teoriye göre; Türkçe, Moğolca, Tunguz, Kore ve Japon dillerinin ortak bir kökten geldiği ve bu dillerin birbirleriyle akraba olduğu kabul edilmiştir.
Bu teori başlangıçta sadece Türk, Tunguz, Moğol dillerinin akrabalığının üzerinde durur. Daha sonra Korece ve Japonca dilleri de bu sınıfa katılmıştır.
Bu diller ortak bir atadan gelmektedir. Türk dilinin kökenleri incelendiğinde bu dillerle olan akrabalıkları ile ilgili çalışmalar olduğu görülmektedir.
Ural/Altay Dillerinin Özellikleri Nelerdir?
Ural/Altay dillerini diğer dillerden ayıran bazı özellikler vardır.
Bunlar şöyledir:
- Bu dillerde ses uyumu ortaktır.
- Gramatik cinsiyet yoktur.
- Artikeller yer almaz.
- Tasrif, eklerle yapılır.
- Sıfatlar isimlerden önce yer alır.
- Ural/Altay dillerinde soru eki mevcuttur.
- Bağlar yerine fiil şekilleri kullanılır.
- Tüm Ural/Altay dilleri eklemelidir.
- Yeni kelimeler eklerle yapılır.
- Tüm Ural/Altay dillerinde son ek vardır.
- Ön ekler kullanılmaz.
- Sayı sözlerinden sonra çokluk eki kullanılmaz.
- Karşılaştırma anlamı ayrılma durumu ekiyle yapılır.
- Olumsuz hareketler için ayrı fiiller vardır.
Yukarıda sayılan özellikler Türk dili de dahil olmak üzere bütün Ural/Altay dil ailesi‘ni kapsamaktadır.